KOKU NEDİR? NASIL OLUŞUR? İNSANLAR KOKUYU NASIL ALGILAR?

Koku, havadaki birçok farklı molekülün içerisinde yer alan moleküllerden biridir. Aslında genel kullanım içerisinde “koku alma” duyusu yolu ile gerçekleşen duyusal işlemin ana maddesinin adına koku denmektedir. Koku dediğimiz his, hava içerisinde taşınabilen, genellikle çok küçük yoğunluklarda bulunan kimyasal maddelerin, başka bir deyişle koku moleküllerinin çözünmesi ile algılanmaktadır. Koku moleküllerinin çözündüğü yer genel olarak burundaki mukus tabakasıdır. Eğer burundaki bu tabaka, çok hasta olduğumuz zamanlarda fazlaca yoğunlaşırsa koku alma yetimizi geçici olarak kaybetmemiz mümkündür. Mukus içerisinde çözülse de eğer burnumuzun solunum sisteminin devamına giden kısımları kapalı ise, yine koku alma hissimiz gerektiği gibi çalışmayacaktır.

Genel olarak, halk dilinde de koku alma duyusu bir çeşit “his” olarak ifade edilmektedir. Kokuyu algılamak ve etkisini hissetmek tek odaklı bir değerlendirme ile ele alınmamalıdır. Bu durum ciddi sorunlara sebep olabilir. Doğru bir şekilde değerlendirme yapabilmek için kokunun etkisi iki basamaklı bir süreçte ele alınmaktadır. Birinci süreç, fizyolojik fazdır. Fizyolojik faz kokunun daha bedensel ve somut bir şekilde ele alınması sürecidir. Bu süreçte burundaki stimulus bölgesinin, yani uyaranların olduğu bölgenin koku moleküllerinin algılamasıdır. Bu algılama süreci burundaki koku almaçları yani reseptörler ile hissetme şeklindedir. Bu hissetme süreci, koku moleküllerinin çözünmesi ile gerçekleşmektedir. Bu sürecin ardından psikolojik faz başlamaktadır. Kokunun psikolojik olarak algılanması fazzı en çok ilgi gören ve evrimsel gelişime en çok destek veren daz olarak bilinmektedir. Stimuluslar, yani uyarıcılar, insan beyninin koku almadan sorumlu bölgesi tarafından uyarılır ve çalışması sağlanır. Bu bölgeler de kaçınma, yaklaşma, tetikte olma gibi birçok yaşamsal sürecin doğru olarak işleyebilmesi için bedenin beyin tarafından yönetilmesini sağlar. Aynı zamanda algılanan kokular insan psikolojisinde gerek bellek gerekse gelecek öngörüsü olarak sağlıklı yaşamaya dönük fonksiyonel işlevlerin gerçekleştirilmesine aracılık ederler.

Tüm bu aktarımların ışığında şunu açık olarak söylemek gerekir ki, kokunun objektif ve analitik olarak ölçülmesi imkânsızdır. Özellikle kokunun algılanmasının psikolojik boyutu, toplumsal ortak psikolojilerin yanı sıra her bireyin kendi yaşamları tarafından şekillendirilen kendi psikolojileri her kokunun da özgün olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır.